Popüler Yayınlar

8 Eylül 2013 Pazar

Bisiklet'le Bakırköy'den Cundaya


Yıllar sonra bisiklet hevesim eurosport ta bisiklet yarışlarını izlememle alevlendi. Gerek büyük turlar, gerekse de klasikleri saatlerce takip etmeye başladım. Eurosport sunucularınında turları anlatırken yaşattıkları coşkuyla, yıllar sonra yeniden bir bisiklet alma hevesi adogdu ve internetten bisiklet siperişimi verdim. 1 hafta sonra bisiklet elime ulaştı,  montajınıda yaptırdıktan sonra, kısa mesafelerde turlamaya başladım. İlk zamanlarda bakırköy-samatya, bakırköy-eminönü, bakırköy-ortaköy derken bakırköy-garipçe 100 km ile en uzun mesafemi yapmıştım. Bisiklet yurt dışı seyahetlerinde de peşimizi bırakmadı. Zamanımız olan tüm şehirlerde mutlaka bisiklet kiralayıp şehir turu yapmayı ihmal etmedik.


2010 londra-ingiltere
2011 londra-ingiltere



2012 amsterdam-hollanda


2012- viyana bisiklet turu-avusturya

2012- berlin-almanya

2012- brükselde bisiklet yolu-belçika
Gerek yurtdışında, gerekte yurtiçinde bisiklete olan ilgim nedeniyle, internetten bisiklet bloklarını takip etmeye başladım.  Özellikle bisikletiyle dünya turuna çıkan Gürkan Genç in web sayfası en sık ziyaret ettiğim web sayfalarından biri oldu. Sadece internetten blokları takip etmekle kalmayıp, bisiklet ile ilgili kitaplarıda okumaya başladım.

İki tane öğretmenin 5 ülkeye bisikletleri ile yaptıkları seyahati kitaplaştırdıkları Pedalımda 5 Ülke kitabı ile artık tur için cesaretimi toplamaya başlamıştım. İlk başlarda tur planım, eskihisar-topçular feribotunu kullanıp yalova, bursa, balıkesir üzerinden cunda-ayvalık a ulaşıp, çanakkale-tekirdağ üzerinden istanbul a geri dönmekti. Fakat ilk şehirlerarası turum için zor olacağı icin vazgeçtim. Bu arada Ramazan bayramı tatilini Gelibolu da geçirdiğimden, şarköy ve keşan-malkara yolunuda görme fırsatım olmuştu. Rotamı belirlemede bu yolculuğun çok işime yaradığını söyleyebilirim. Şarköy üzerinden geliboluya bağlanan yolun tek başına seyahat etmek için uygun olmayacağını düşünerek 30 km yolu uzatsada keşan-malkara yolu üzerinden turu planladım. İlk başta yaptığım plana göre;
Bakırköy (İstanbul) - Kumbağ (Tekirdağ)  141 km 1.gün
Kumbağ (Tekirdağ) - Eceabat (Çanakkale) 198 km 2. gün
Eceabat (Çanakkale) - Cunda-Ayvalık (Balıkesir) 194 km 3. gün

Şehirlerarası bir yolculuk yapacağımdan çeşitli malzemeler alınmalı ve bisikletin bakımının yapılması gerekliydi. Bisikletin bakımı, tur malzemeleri ve güzel tavsiyeleri için Turkuaz Bisiklete ne kadar teşekür etsem az. Bisiklet malzemeleri, kıyafetler, sağlık malzemeleri ve yiyeceklerle yola hazırdım.

1. Gün (24 Ağustos 2013)

İlk gün sabah 6 gibi yola çıkmak için hazırdım. Plana göre ben yola çıkacağım, ailem arabayla 2 saat sonra yola çıkacaklar ve beni yakaladıkları yerde kahvaltımızı yapacaktık. Bakırköyden yola koyuldum ve incirli üzerinde e-5 yoluna bağlandım. İlk rampa küçükçekmece, daha sonrada avcılar rampasından sabahın verdiği zindelikle kolaylıklar tırmandım ve Avcılarda istanbul üniversitesi kampüsü önünde ilk su molamı verdim. 07:12 
Daha sonra türksan dan haramidere ye kadar iniş, beylikdüzüne dik bir tırmanışla ikinci su molasınıda eski tatilyanın olduğu yerde veriyorum. Beylikdüzünden sonraki durağım büyükçekmece. Planlarıma göre bizimkiler arabayla beni burda yakalayacaklar ve kahvaltımızı büyükçekmece sahilde yapacaktık. Fakat gelen giden olmadığını görünce büyükçekmecede duraklamayıp yoluma devam ettim. Büyükçekmece gölü ile marmara denizinin birleştiği noktada Mimar Sinan tarafından inşa edilen Kanuni Sultan Süleyman köprüsünde fotoğraf molası veriyorum. 08:16

Sonra kumburgaz yönüne doğru yola koyuluyorum ve güzelce ye 3 km kala Melike arabayla beni yakalıyor. Kahvaltı için Güzelce sahile girmeye karar verdik ve sahilde ailecek kahvaltımızı yaptık. Burda bizimkilerle tekrar vedalaştık ve yollara tekrar koyulma vaktiydi. 08:51

Tekirdağ yolunda bisiklet kullanmanın İstanbulda bisiklet sürmekten daha az tehlikeli olduğunu düşünüyorum. Silivri üzerinde hafif iniş-çıkış olan yolu tamamladıktan sonra Tekirdağ il sınırında oluyorum. 12:38



 Tekirdağ köftesinin kokusu buralardan duyuluyordu. Marmara Ereğlisinde yemek için mola veriyorum ve ana yoldan şehir merkezine doğru iniyorum. Marmara Ereğlisinde yemek yiyebilecek güzel bir yer bulamıyorum ve tekrar ana yola bağlanıyorum. 13:30


Bugün molamı vereceğim Kumbağ için daha önümde 40 km var ve sabah saatleri kadar kendimi iyi hissetmiyorum, saatler geçtikçe heybemdeki yüklerin ağırlıklarını daha fazla hissetmeye başlıyorum. Yorgunluğunda etkisiyle daha sık aralıklarla mola vermeye başlıyorum. 30 km lik yolu 3-3:30 saatte alıyorum ve Tekirdağ merkezine zor da olsa ulasiyorum. 17:00

Tekirdağ a geldiğim zaman yolda hayalini kurduğum köfteyi yiyebileceğim bir yer aramak için internetten bir araştırma yapıyorum ve Özcanlar Köftenin uygun bir mekan olduğuna karar veriyorum. Günün yorğunluğunu köfte ve dondurmalı peynir tatlısı ile atıyorum. 17:40
Önümde kumbağ için 10 km lik bir yol vardı. Ana yoldan kumbağ yoluna bağlanan yolu elimde bisikletle çıkarak, barbaros üzerinde iniş çıkışlarla Kumbağ a ulaşarak günü sorunsuz bir şekilde tamamlamış oluyorum. 18:30

Birinci günden bazı dersler çıkartıyorum ve 1 gün dinlenip yola öyle devam etmeye karar veriyorum.

1. Gün Güzergah
Bakırköy (İst) - Küçükçekmece (İst) 12,5 km
Küçükçekmece (İst) - Avcılar (İst) 5,7 km
Avcılar (İst) - Beylikdüzü (İst) 8,3 km
Beylikdüzü (İst) - Büyükçekmece (İst) 10,9 km
Büyükçekmece (İst) - Selimpaşa (İst) 15,0 km
Selimpaşa (İst) - Silivri (İst)   9,6 km
Silivri (İst) - Gümüşyaka (İst) 19,5 km
Gümüşyaka (İst) - Marmara Ereğlisi (Tek) 21,5 km
Marmara Ereğlisi (Tek) - Kumbağ (Tek) 11,8 km
 Toplam 115 km



    
 
   
    
  


 2. Gün (25 Ağustos 2013)
2. gün bisiklete ara verip dinlenme ve enerji depolama için Kumbağ da bir günlük mola.


 3. Gün (26 Ağustos 2013)
Saat 6:30 da Kumbağ'da  Zübeyde teyzenin evinden çıkmak için yolculuğa hazırdım.

Sabahları sürüş öncesi 2 saat boyunca kahvaltı yapmadığımdan, hafif bir atıştırmayla yola koyuldum. Kumbağdan Tekirdağ yönüne doğru kısa bir sürüş yapıp tam tersi istikametinde Şarköy tabelasını takip edip Naipköy yoluna doğru yöneliyorum. Sabahın erken saatleri olması ve fazla arabanın geçmemesi nedeniyle yollar tenha, fakat cok sayida köpek yolda beni bekliyordu. Kopeklerin kovalamalarina karsin bisikletten inip köpeklerin peşimden kovalamasını engelliyorum. Güzel bir köy yolunu takip edip Naipköy e varıyorum. 07:03 
Naipköy den sonrası tamamen ağaçlarla kaplı, temiz nehirler, kuş sesleri ile bazen tırmanış bazende yürüyerek yeniköye varıyorum. 07:57
 

Yeniköyden yine tırmanış ile geçti ve Uçmakdere 8 km levhasına ulaşıyorum. 08:38
Uçmakdere köyüne giden yol, muhteşem uçurumlar, inişler, tırmanışlar, manzaralar eşliğinde günün en keyifli anıydı. Uçmakdere köyü uçurumları geçtikten sonra dağların eteklerinde kalmış küçük bir köy. Köyde biraz mola verip, evleri, sokakları gezerek yoluma devam ediyorum. 10:42

Uçmakdere-Gaziköy yolunu 10:42,
Gaziköy-Hoşköy yolunu 10:56,
Hoşköy-Mürefte yolunu 11:13 gibi tamamlıyorum.
 

Uçmakdere ile Mürefte arası çok sakin ve muhteşem doğasıyla İstanbulda bulamadığımız huzuru tüm cömertliğiyle size sunan bir doğa harikası. Bu bölümde sahil kenarında mola verip hafif atıştırmalar eşliğinde denizi izleyerek, dalga seslerini duyarak tüm tırmanıştaki yorgunluğumu atıyorum.
Düz bir sürüş yaptıktan sonra öğle yemeği molası için Şarköy e ulaşıyorum. 12:07
Şarköy de Beşiktaşlılar derneğini ve şarköy sahilini gezdikten sonra yemek için mekan arıyorum. Bugün artık sulu yemek istiyorum ve esnaflara sorup güzel bir lokanta buluyorum. Lokantanın önüne bisikletimi park edip siparişimi veriyorum. Lokantada çalışan arkadaş istanbuldan bisikletle gelmeme çok şaşırıyor ve güzel bir sohbet yapıyoruz kendisiyle. Lokantada yemeğimi yiyip, yorğunluğumu da attıktan sonra artık yollara yeniden koyuluyorum.
Şarköy den Gelibolu ya giden ana yola bağlanmak uzun tırmanışlar gerektiren zorlu bir yol. Sürmeye başlıyorum, Şarköy den yeni çıkmış yokuşu tırmanırken yanda keçileri ni otlatan küçük bir çoban görüyorum ve yanında bir mola veriyorum. Ana yolu soruyorum ve çok uzaklarda gözüken bir dağın arka tarafında olduğunu söylüyor. Biraz dinlendikten sonra tekrar yola koyuluyorum. Öğleden sonraki sürüşler, sabahki sürüşlerime göre daha zorlu ve daha çok molalı geçiyor. O yüzden yolun büyük bölümünü sabah sürüşüne göre planlamak en güzeli olacağını düşünüyorum. Yola çıkacak arkadaşlara tavsiyem dir. Saat 6 ila 12 arası alabildiğiniz kadar yolu alın. Ve çanakkale il sınırındayım. 14:38
Ana yola çıktıktan sonra araç trafiği çoğalıyor, o yüzden daha dikkatli sürüş yapmam gerekiyor. Yavaş yavaş yokuşu tırmanırken yaklaşık 100 metre ilerimde bir bisiklelinin sürdüğünü görüyorum. 5 dakika sonra yetişiyorum ve selam veriyorum. Kendisi bulgaristandan yola çıkmis bilgisayar teknisyeni biri. Gelibolu üzerinden bursaya geçip akrabalarını görecek ve ordan da İstanbula gecip diğer akrabalarını göreceğini anlatıyor. Bulgaristan da yaşadığı köydeki Türk nüfusunun da etkisiyle Türkçe konuşmayı öğrenmiş ve gerçekten kendisiyle kolayliklar anlaşabiliyoruz.  Güneyli nin tepesinde mola verip manzara eşliğinde incir ve cevizlerimizi atıştırıp yola koyuluyoruz. Küçük sohbetimizde geçen sene 28 günde bulgaristandan ispanyaya yaptığı bisiklet turunu anlatıyor. Gelibolu yol ayrımına kadar beraber pedallıyoruz. Geliboluda iletişim bilgilerimizi alıp vedalaşıyoruz. 16:41
Saat 5 olmustu ve bu akşam konaklayacağım yere kara vermem gerekliydi. Ya geliboluda kalıp plandan şaşacaktım, ya da biraz daha kendimi zorlayıp ecebat a kadar sürüp orda konaklayacaktım. Yaklaşık 40 km yol vardı ve hava kararmadan eceabatta olacağımı düşünüp devam etmeye karar veriyorum. Gelibolu da benzinlikte yemek molası verip yola devam ediyorum. Gelibolu-Eceabat arasındaki yolda çalışma olduğundan yolun bir bölümü yeni yapılmış ve trafiğe kapalıydi, ve bende  bu bos yolu kullanarak, keyifli bir surus yapiyorum. Akbaş şehitliğinde şehitlerimize dua edip eceabat a doğru yola koyuluyorum. Gün batımı eşliğinde eceabat ulaşıyorum. 19:35
Eceabat ta 25 tl ye temiz ve güzel bir otele oda kahvaltı yerleşiyorum. Duşumu alıp şehir merkezinde Beşiktaşımızın maçını izlemek için lig tv arıyorum. Bir kahvenin önünde lig tv yazısını görüyorum ve içeri giriyorum. Fakat bu sene için eceabatta hiç bir mekanın pahalı olduğu için ligtv alamadığını söylüyor. Biraz sahilde dolaşıp, otele dönüyorum ve dinlenmeye koyuluyorum.

3. Gün Güzergah
Kumbağ (Tek) - Naipköy (Tek) 4,9 km
Naipköy (Tek) - Yeniköy (Tek) 9,6 km

Yeniköy (Tek) - Uçmakdere (Tek) 9,4 km

Uçmakdere (Tek) - Gaziköy (Tek) 7,9 km

Gaziköy (Tek) - Hoşköy (Tek) 4,4 km

Hoşköy (Tek) - Mürefte (Tek) 8,3 km

Mürefte (Tek) - Şarköy (Tek) 12,8 km

Şarköy(Tek) - Gelibolu (Çanakkale) 54,10 km

Gelibolu(Çan) - Eceabat (Çan) 43,7 km
Toplam : 158,1 km



4. Gün (27 Ağustos 2013)
Saat 8:00 de uyaniyorum. Aksam dan bisikleti otelin deposuna birakirken heybelerini cikardigimdan,  sabahtan once heybeleri bisiklete yerlestiriyorum ve kahvalti icin otelin yemek salonuna gidiyorum. Sabahin erken saatleri oldugu icin gorevlilerden ve benden baska kimse yok. Kahvaltimi yapip yola koyuluyorum. Kaldigim otel limanin hemen yaninda oldugundan kisa zamanda limana ulasiyorum ve Canakkaleye gecmek icin arabali vapura biniyorum. Arabali vapura bisiklet icin ayrica ucret odemenize gerek yok, sadece 2,5 tl yolcu bedeli veriyorum. Vapur yarim saat te bir hareket ediyor. Saat 9:00 da hareket eden vapur eceebat ve sehitlik goruntuleri esliginde Canakkaleye geciyor. Sabahin bu saatinde bu vatani bize armagan eden sehitlerimizin manevi huzurunda yola baslamak insani apayri diyarlara goturuyor. Saat 9:20 gibi Canakkale ye variyorum. Canakkalede kisa bir tur ve alisveris yaptiktan sonra Canakale-Izmir karayolundan yolculuguma basliyorum. Turun en zorlu gunune gec basladigimi yokuslari gorunce anliyorum. Zorlu tirmanislardan sonra Ezine ye ulasiyorum.  13:00

 
   


Ezine nin kucuk bir merkezi var. Bankalarin oldugu sokaga gidiyorum ve bir koftecide ogle yemegi molasi veriyorum. Yemegimi de yedikten sonra Kaz daglari bizimdir. Kaz daglari bitmek bilmeyen tirmanislarla dolu. Cogu yerde manzaranin da etkisiyle oturup mola veriyorum, bazende bisikletten inip yuruyerek yokuslari cikiyorum. Artik kaz daglarinin bittigi kucukkuyu ya inise gececegim tepede almanyadan gelen bir gurbetciyle sohbet ediyorum. Karavaninda bisikleti oldugunu soyluyor, bazen karavanini park edip bisikletle tur attigindan bahsediyor. Istanbul dan bisikletle geldigime sasiriyor. Altinoluk ta otel ararkende yolun karsisinda tekrar karsilasacagiz ve selamlasacagiz. 16:25
 





Ayvacik tan sonra tekrar tirmanis olsada, sonundaki inis ile tum yorgunlugun odulunu aliyorum. Kucukkuyu ya geldigimde hava daha kararmadigindan Altinoluk a devam etmeye karar veriyorum. 18:00
 

Kucukkuyu merkezinin bittigi noktada hemen Balikesir il siniri var. Tekirdag ve Canakkaleden sonra Balikesire de ulasip hedefime yaklasiyorum. Kucukkuyu- Altinoluk arasi 14 km lik duz bir yol ve sahil boyunca devam ediyor. Altinoluk merkeze ulasiyorum ve kalacak bir yer aramak icin ana yolda otel atiyorum.  19:00
  
 

Bir pansiyoncunun yardimiyla Berlin pansiyonun adresini aliyorum ve 30 tl karsiliginda pansiyona yerlesiyorum. Guler yuzlu bir kari-koca pansiyonu isletiyor ve yardimci olmak icin elinden geleni yapiyorlar. Bisikletimi pansiyonun arka bahcesine kitliyorum ve heybemide yanima alip odama yerlesiyorum. Dusumu aldiktan sonra Altinoluk ta aksam yemegini yiyip, pansiyona gidip dinlenmeye cekiliyorum. 

4. Gün Güzergah
Canakkale- Ezine (Can) 46,9 km 
Ezine (Can) - Ayvacik (Can) 24 km 
Ayvacik (Can) - Kucukkoy (Can) 31,6 km 
Kucukkoy (Can) - Altinoluk (Bal) 13,7 km 
Toplam : 116,20 km



5. Gün (28 Ağustos 2013)

Son gunun sabahina saat 8:30 gibi kalkip, esyalarimi hazirliyorum. 9:00 da yolculuk icin hazirim. Sabah hic bir sey yemeden yola koyuluyorum, kahvalti icin hedefim Akcay. Altinoluk tan sonra Akcay icin 10 km lik duz ve guzel bir yolculuk beni bekliyor.  9:00

 



Sabahin erken saatleri oldugundan Akcay pek kalabalik degil. Sarikiz heykelinden baslayarak, sahilde tur atiyorum ve ayni zamanda kahvalti yapabilecegim bir yer ariyorum. Yorsan da saglam bir kahvalti yaptiktan sonra Burhaniye yolundan Pelitkoy e ulasiyorum. Pelitkoy de o gun koyun pazari kurulu, pazarin basladigi sokakta mola veriyorum hem etrafi gozlemliyorum, hem de icecek molasi veriyorum. Pelitkoy un cikisinda ki yokustan bisikletle cikmayi birakin, yuruyerek bile zor cikiyorum. Sahil yolundan gittigimden yolu uzattigimin farkina variyorum ama artik yapacak birsey yok, zeytin agaclarinin arasinda yolculuguma devam ediyorum. 12:05 (pelitkoy)
 
 
 
 
 




Pelitkoy den sonra Canakkale-Izmir yoluna baglaniyorum ve yolda karadut serbeti satan koylulerin coklugu dikkatimi cekiyor. Birkac tanesini gectikten sonra birinde mola veriyorum. Hemen semsiyesinin altindaki tek sandalyesindne kalkiyor ve benim oturup dinlenmemi istiyor. Hem biraz dinelenmis oluyorum hem de karadut serbetinin tadina bakmis oluyorum. Gercekten yolucunuz duserse icmenizi tavsiye ederim, guzel bir lezzet. Biraz daha surdukten sonra yine karadut molasi veriyorum. Ve artik Ayvaliktayim. 14:12
 


Ayvalik a geldikten sonra ilk amacim Istanbul a donus icin biletimi alip kafam rahat bir sekilde cundayi ve Ayvalik i gezmektir. Ayvalik otogarina gidip Ulusoy terminalindeki yetkiliyle bisikleti de yanimda goturup goturemeyecgimi soruyorum. Saat 21:30 daki otobusun bos olacagini ve onda bir sorun olmayacaogini soyluyor. Saat 21:30 icin biletimi aldiktan sonra Cunda ya dogru yola koyuluyorum. Ve yaklasik 500 km sonra hedefe ulasmanin verdigi huzur ve mutlukla Cunda ya variyorum. 15:10 

 
 
 
 
 
 


Cunda sahilinden baslayarak, cogu ara sokagini gezip, kimselerin olmadigi bos arnavut kaldirimi sokaklarda oturup tarif edilemeyecek kadar mutluluk yasiyorum. Daha sonra Cunda ya girerken gordugum tepedeki muzeye cikiyorum. Rahmi Koc muzesi hem cundaya hakim mukemmel bir manzaraya sahip, hemde gezilecek cok guzel bir Sapel. Ayvalik a yolu dusen herkesin burayi ziyaret etmesini tavsiye ederim.  16:15
 
 
 

Cunda yi ziyaret ettikten sonra Ayvalik tan gecip Seytan Sofrasina dogru yola koyuluyorum. Sarimsakli yonune dogru gidip Seytan Sofrasi tabelasindan dogru saga kivriliyorum. Sahilden bir sure devam edip, ormanlik yola giriyorum. Seytan sofrasina dogru 800 mt lik dik bir yokus var ve  yokusu bisikletten hic inmeden tamamliyorum. Seytan Sofrasindan muhtesem manzarayi bir sure seyredip, tekrar Ayvalik yonune dogru yola koyurluyorum. Ayvalik merkezinde bulunan tostcular carsisinda Ayvalik tostunuda yedikten sonra, imren pastanesine gidip lor tatlimida yiyorum. Ayvalik merkezde yer alan cafe de bir sure oturup otobus saatinin gelmesini bekliyorum. Saat 21:00 gibi otogara gidip otobusun gelmesini bekliyorum. Otobus geliyor ve on lastigimi sokup bisikleti yerlestiriyorum. Sorunsuz bir turu gerceklestirmenin huzuruyla Istanbula dogru yola 
koyuluyorum. 21:30



5. Gün Güzergah
Altinoluk (Bal)- Akcay (Bal) 15,7 km 
Akcay (Bal) -  Pelitkoy (Bal) 23,6 km 
Pelitkoy (Bal) - Ayvalik (Bal) 24,6 km 
Toplam : 63,9 km


Tur suresince gerek ailem, gerekse arkadaslarimin cok destegini gordum. Hepsine sonsuz tesekkurler. Belki aylar suren bir tur yapmadim ama, amacima ulasmanin verdigi mutluluk gercekten tum yorgunluklara degdi. Tum arkadaslarima ayda bir olsa dahi bisiklet surmelerini tavsiye ediyorum.  

Daha buyuk tur yazilarinda gorusmek dilegiyle.

Manifesto: Bisiklet Nedir?
Yazar: Aydan Çelik

Bisiklet nedir?
Eşitliktir: Bazen o sizi taşır, bazen siz onu.
Özgürlüktür: Ferman padişahın, dağlar bizimdir.
Kardeşliktir: Bir ağaç gibi tek ve hür öte yandan.
Tevazudur: Estağfurullah beri yandan.
Çocukluktur: Hayatla izdivacın balayı günlerinden.
Aylaklıktır: Akreple yelkovana nispet.
Sükunettir: Ne der filozof: gürültü, zekayla ters orantılıdır.
İdraktir: Hepimiz Gogol'un Palto'sundan çıktık.
Rüyadır: Üç yaşında başlar, hayat boyu sürer.
Hayal gücüdür: Durduğunda devrilir.
Dengedir: Statükoyla alakasız.
Şeytan arabasıdır: İtaat mi, o da kim?
Aşktır: Her bahar sırtınızı ürpertir.
Libidodur: Düz duvarlar sizindir.
Bahardır: Papatyalarla aynı nebatattan.
Yazdır: Yaz yaz bitmez bir metnin iki noktası.
Kıştır: Her mevsim Vivaldi.
Kendisidir: Doğan görünümlü Şahin değil.
Devrimdir: Gerçekçi olur imkansızı ister.
Ütopyadır: Ayaklar hep havada.
Kırmızıdır: Hayali cihan değer, hele bir ihtimal iken.
Muhaliftir: İktidara müdanasız.
Mesttir: Ömer Hayyam'ın üzüm suyundan.
Bir lokma bir hırkadır: Derviş soyundan.
Şehrazat'tır Bağdat'ta: Binbir geceden süzülür.
Kerameti kendinden menkuldür: Bir bilen bilir, bir de binen
Bi tur versenedir: Boş arsaların rant'a yenik düşmediği zamanlardan.

Aşüftedir: Yoldan çıkartır.
Mor Külhanidir: Kendi kendine çalan bir davul zurna.
Rosinantedir: Don Kişot'un altında olsaydı değirmenler bizimdi.
Rüzgargülüdür: Kır evinin verandasında.
Yelken, balık dümen, su: Hepsi birdendir.
İsyandır: Bush'u iki kere dehledi üzerinden.
Şarabi eşkiyadır: Şan verir ortalığa her bahar.
Köroğludur: Otomobil icat olur mertlik bozulur.
Tek kişilik karnavaldır: Dünyanın sokaklarından.
Müslüman mahallesinde salyangozdur: Eyvallahı yoktur aleme.
Kel-alakadır: Bütün bağlamlardan muaf.


2 yorum:

  1. keske bende istanbulda yaşasamda beraber gitsek :D

    YanıtlaSil
  2. Turda yazında çok güzel olmuş. Okuması o kadar çok keyifliydiki kimbilir sen turdan nasıl keyif almissindir. Bileklerine ellerine sağlık...

    YanıtlaSil